Aile hukuku; evlilik, boşanma, velayet, nafaka gibi bireylerin ailevi ilişkilerini düzenleyen kurallar bütünüdür. Boşanma süreci ise çiftlerin yasal olarak evlilik birliğini sona erdirdiği bir prosedürdür. Bu makalede aile ve boşanma hukuku kapsamındaki temel haklardan ve boşanma sırasında sıkça karşılaşılan edinilmiş mallara katılma rejimi hususlarına değinilecektir.
Aile Hukukunun Kapsamı ve Boşanma Süreci
Boşanma davası açarken medeni kanuna uygun gerekçelerle hareket edilmesi gerekir. Türk Medeni Kanunu’na göre boşanma sebepleri, genel ve özel sebepler olarak ikiye ayrılır:
Genel Boşanma Sebepleri: Evlilik birliğinin temelden sarsılması. Çiftler arasında şiddetli geçimsizlik varsa, artık birlikte yaşamaları beklenemiyorsa bu kapsamda dava açılabilir.
Özel Boşanma Sebepleri: Zina, terk, akıl hastalığı gibi daha belirgin sebepler nedeniyle açılan davalar.
Boşanma sürecinde çiftler anlaşmalı boşanma veya çekişmeli boşanma yolunu tercih edebilir:
Anlaşmalı Boşanma: Tarafların tüm konularda uzlaştığı durumlarda uygulanır ve süreç genellikle daha hızlı ilerler.
Çekişmeli Boşanma: Velayet, mal paylaşımı, nafaka gibi konularda anlaşmazlık olduğunda başvurulan yoldur.
Edinilmiş Mallara Katılma Rejimi Nedir?
Edinilmiş mallara katılma rejimi, 2002 yılında yürürlüğe giren Türk Medeni Kanunu ile eşler arasında yasal mal rejimi olarak kabul edilmiştir. Bu rejime göre evlilik sırasında edinilen mallar üzerinde her iki taraf da hak sahibidir. Eşler aksi yönde bir mal rejimi sözleşmesi yapmadıkları takdirde, boşanma halinde edinilmiş mallar eşit şekilde paylaştırılır.
Edinilmiş Mallar Nelerdir?
Türk Medeni Kanunu’na göre aşağıdaki varlıklar edinilmiş mal kabul edilir:
Eşlerden birinin çalışarak kazandığı ücret veya maaş
Sosyal güvenlik veya emeklilik hakları kapsamında alınan tazminatlar
Kira gelirleri
Taraflardan birinin kişisel mallarından elde ettiği gelirler
Kişisel Mallar ve Ayrımı
Evlilik öncesinde sahip olunan veya bağış/yasadan doğan haklarla kazanılan mallar kişisel mal sayılır. Örneğin, taraflardan birinin ailesinden miras yoluyla edindiği ev, kişisel mal kabul edilir ve paylaşım kapsamına girmez.
Boşanma Davası Nerede Açılır?
Boşanma davası, aile mahkemelerinde açılır. Aile mahkemesinin bulunmadığı yerlerde asliye hukuk mahkemesi, aile mahkemesi sıfatıyla görev yapar. Dava açılacak yer, yetkili mahkeme kurallarına göre belirlenir.
Yetkili Mahkeme Nedir?
Boşanma davası, eşlerden birinin yerleşim yeri ya da son altı ay içinde birlikte yaşadıkları yerleşim yeri aile mahkemesinde açılabilir.
Anlaşmalı boşanma davalarında taraflar, başvurularını istedikleri aile mahkemesine yapabilirler.
Çekişmeli boşanmalarda tarafların farklı şehirlerde yaşıyor olması durumunda, eşlerden birinin yerleşim yerindeki aile mahkemesi yetkilidir.
Nafaka Nasıl Alınabilir?
Nafaka, boşanma davası sırasında ya da sonrasında ekonomik olarak zor durumda kalacak olan eşe veya çocuklara ödenen parasal destektir. Türk Medeni Kanunu'na göre çeşitli nafaka türleri mevcuttur:
Tedbir Nafakası: Boşanma süreci devam ederken, geçici olarak eşin veya çocukların bakım ve geçim giderleri için verilir.
İştirak Nafakası: Boşanmadan sonra çocuğun velayetini alan eşin, çocuğun ihtiyaçlarını karşılamak için talep ettiği nafakadır.
Yoksulluk Nafakası: Boşanma nedeniyle yoksulluğa düşecek olan taraf, diğer taraftan süresiz olarak nafaka talep edebilir. Ancak bu nafaka, eşin ağır kusurlu olmaması şartıyla bağlanır.
Nafaka miktarını belirlerken mahkeme, tarafların gelir durumunu ve yaşam standartlarını göz önünde bulundurur. Eğer nafaka ödenmezse, icra takibi yoluyla tahsil edilebilir. Ayrıca nafaka ödemeyen eş hakkında ceza davası da açılabilir.
Maddi ve Manevi Tazminat Talepleri
Boşanma sürecinde taraflar, bazı şartlar altında maddi ve manevi tazminat talep edebilirler.
Maddi Tazminat
Maddi tazminat, boşanma nedeniyle ekonomik zarara uğrayan tarafın, diğer taraftan talep edebileceği bir haktır. Evlilik süresince taraflardan biri kariyerinden ya da gelirinden vazgeçmişse veya boşanma nedeniyle gelecekte ekonomik sıkıntı yaşayacaksa, maddi tazminat talep edebilir.
Manevi Tazminat
Manevi tazminat, kişilik haklarına saldırı ya da ağır kusurlu davranışlar nedeniyle talep edilebilir. Örneğin, eşin aldatma (zina) gibi onur kırıcı bir eylemi varsa, diğer eş manevi tazminat talep edebilir. Mahkeme, tazminat miktarını belirlerken kusur derecesini ve tarafların ekonomik durumunu göz önünde bulundurur.
Tazminat Talep Etmenin Şartları
Kusur: Tazminat talep eden taraf, diğer eşin boşanmaya neden olan olaylarda kusurlu olduğunu ispatlamak zorundadır.
Haklı Sebep: Zina, terk, kötü muamele, psikolojik şiddet gibi sebepler tazminat talebi için gerekçeler arasında gösterilebilir.
Tedbir Nafakası Nedir ve Nasıl Alınır?
Tedbir nafakası, boşanma veya ayrılık davası açıldıktan sonra, mahkeme kararıyla geçici olarak bağlanan bir nafaka türüdür. Bu nafaka, dava süresince ekonomik olarak zor durumda kalacak olan eşin ve varsa çocukların geçimini sağlamak amacıyla verilir. Tedbir nafakası, boşanma kesinleşene kadar devam eder ve tarafların maddi durumuna göre belirlenir.
Ayrıca taraflar boşanmadan yahut ayrılık kararı alınmaksızın fiilen ayrı yaşamaya başlamış veya eşlerden biri evi terk etmişse ve diğer taraf ekonomik olarak zorluğa düşmüşse bu durumda boşanmda davası açılmadan da tedbir nafakası talep edilebilir.
Tedbir Nafakası Nasıl Talep Edilir?
Tedbir nafakası için talep, boşanma dilekçesi ile birlikte yapılabilir. Ayrıca davanın açılmasından sonra da mahkemeden tedbir nafakası talep edilebilir. Mahkeme, tarafların ekonomik koşullarını ve çocukların ihtiyaçlarını değerlendirerek uygun bir nafaka miktarı belirler.
Başlıca Şartlar:
Eşin veya çocukların nafakaya muhtaç durumda olması
Nafaka yükümlüsünün ödeme gücüne sahip olması
Taraflar arasında devam eden bir boşanma ya da ayrılık davasının bulunması
Mahkeme, nafaka bağlanırken tarafların gelir düzeyi ve yaşam standartlarını dikkate alır. İhtiyaç halinde, tedbir nafakası miktarı dava sürecinde artırılabilir ya da azaltılabilir.
Tedbir Nafakası Ödenmezse Ne Yapılır?
Tedbir nafakasının ödenmemesi durumunda, icra takibi yoluna başvurulabilir. Ayrıca nafaka yükümlüsünün ödemeyi kasıtlı olarak aksatması halinde, hapis cezası dahi söz konusu olabilir.
コメント